KÜTÜPHANE | EKONOMI-POLITIK

4- TEKEL KARI">

KÜTÜPHANE | EKONOMI-POLITIK

4- TEKEL KARI, TEKELCİ KAPİTALİZMİN İTİCİ GÜCÜ

Tekel Kârı

     
      Kapitalizmin her aşamadaki temel ekonomik yasası, artı-değer yasasıdır. Kapitalist yapının gelişmesini bu yasa belirler. Bu, kapitalistlerin, işçilerin ödenmemiş emeğine elkoyma, artı-değeri artırma isteğini ifade eder. Ama, kapitalizmin temel ekonomik yasasının sürdürdüğü işlev biçimleri, kapitalizmin birbirinden farklı aşamalarında aynı değildir.
      Emperyalizmden önce, serbest rekabetin egemen olduğu dönemde, en fazla kâr sağlama, sermayeleri bir üretim dalından bir başka üretim dalına azçok serbest bir aktarmayla birlikte geliyordu. Birbiriyle rekabet eden birçok işletme vardı. Bunun sonucu, ortalama kâr oranı oluşuyordu.
      Emperyalizm döneminde, serbest rekabetin yerini tekellerin egemenliği aldı. Bu durum, tekellere şu ya da bu üretim dalında en yüksek kârı elde etme olanağı veren ekonomik koşulları yaratır. Yüksek tekel kârı, tekellerin, belli bir üretim ya da değişim alanında, yürüttükleri egemenlik sayesinde aldıkları, ortalama kârın üzerinde bir kâr fazlasını içerir.
      Emperyalizmde, tekeller tarafından üretilen metalar, önceden olduğu gibi, üretim fiyatlarına değil, tekel fiyatına satılırlar. Bu fiyat, üretim harcamalarını ve yüksek bir tekel karını içerir.
      Kapitalistler, yüksek tekel kârını hangi yollardan gerçekleştirirler?
     

Tekel Kârının Kaynakları

     

      Tekel kârının temeli, her kapitalist kârda olduğu gibi, aşırı şekilde sömürülen işçilerden sızdırılan artı-değerdir. Üretimin örgütlenmesi konusunda, işin makineleşmesinin, "rasyonalizasyon"unun ve yeğinleştirilmesinin sonucu olarak, çeşitli terletme sistemlerinin büyük çapta uygulanması, [sayfa 190] artı-değer oranı ve kitlesinin artırılmasına varır. Ücretini aldıktan sonra da işçinin, burjuvazinin bir başka kesimi --ev sahipleri, tüccarlar vb.-- tarafından sömürülmesi devam eder.
      Köylülüğün sömürülmesi
de yüksek tekel kârı için bir kaynaktır. Tekeller köylü yığınlarını sömürürler. Bunlar, mamul maddeleri yüksek fiyatla satarlar ve aynı zamanda gırtlaklarına kadar borca batan, kendi işletmelerinin yıkımıyla, topraklarının ve mülklerinin yok pahasına elden çıkmasıyla karşı karşıya bulunan köylülerin tarımsal ürünlerini ucuz fiyatla satın alırlar.
      Proletarya, emekçi köylülük ve nüfusun bütün dargelirli grupları, burjuva devlet ve onun gerisinde bulunan büyük tekeller adına, vergilerle, borçlanmalarla ve kağıt paranın değer kaybetmesiyle ifade edilen ve halk yığınlarının durumunu daha da ağırlaştıran ek bir sömürü boyunduruğuyla karşı karşıya kalırlar.
      Tekeller, sömürgelerdeki ve diğer azgelişmiş ülkelerdeki halkları sömürerek, büyük ölçüde zenginleşirler. Oralarda ücretler, en zorunlu maddeleri almak için bile yetersizdir. Vergiler, emekçilerin bellerini büker. Hem sanayide, hem de tarımda, açıkça, zorla çalıştırma uygulanır. Tekeller, sömürge ülkelerde, metalarını yüksek fiyatla satarak, hammaddeleri ve besin maddelerini düşük tekel fiyatına satın alarak da zenginleşirler. Bu eşit olmayan değişim yoluyla, azgelişmiş ülkeler yılda 14-16 milyar dolar kaybederler.
      Savaşlar ve ekonominin askerileştirilmesi
yolu ile de yüksek tekel kârları elde edilir. Savaş zamanlarında, işçilerin sömürülme derecesi önemli ölçüde artar. Çünkü, işletmelerde en sert iş disiplini uygulanır. Vergiler yükselirken meta fiyatları da yükselir. Bütün bunlar kapitalistlere sınırsız karlar sağlar. Örneğin İkinci Dünya Savaşı sırasında, Amerikan tekellerinin kazançları, yedi kattan fazla artmıştır. Barış zamanında, ekonominin askerileştirilmesi, yani işletmelerin savaş malzemesi üreten işletmelere dönüştürülmesi sayesinde kârlar yükselir. Dolayısıyla, savaş malzemesi üretimiyle uğraşan Amerikan tekellerinin kazançları, yedi kattan fazla artmıştır. Barış zamanında, ekonominin askerileştirilmesi, yani işletmelerin savaş malzemesi üreten [sayfa 191] işletmelere dönüştürülmesi sayesinde kârlar yükselir. Dolayısıyla, savaş malzemesi üretimiyle uğraşan Amerikan tekellerinin kar oranı, bugün, sivil üretim kollarının kâr oranından %50-100 daha yüksektir. Tekellere sınırsız kârlar sağlayan savaş malzemesi üretimi, kaçınılmaz olarak emekçi halkın durumunun kötüleşmesi sonucunu doğurur.
      Tekelci sermayenin, yüksek kâr sağlamak için kullandığı başlıca yollar bunlardır. Emperyalist dönemde, kapitalizmin temel ekonomik yasasının işleyişi, en geniş halk yığınlarına -işçilere, köylülere, sömürge ve bağımlı ülke halklarına- çöküşünü hızlandırdıkları tekelci sermayeye karşı, emperyalizme karşı savaşımına bir temel sağlar.