KÜTÜPHANE | EKONOMI-POLITIK

4- PARA
     
Para">

KÜTÜPHANE | EKONOMI-POLITIK

4- PARA
     
Para, Niteliği ve Görevleri

     

      Para, meta üretiminin ve değişiminin tarihsel gelişme süreci içinde kendiliğinden ortaya çıktı. En basitinden başlayarak değer biçimlerinin gelişmesi, değerin para biçimini ve parayı ortaya çıkardı.
      Para olarak altın, gümüş, işlenmiş madenden para ve kağıt para kullanılır. Aina bu para ortaya bir anda çıkıvermemiştir, uzun bir evrimin ürünüdür. Başlangıçta, en sık değişilen meta, para sayılıyordu. Çeşitli halklarda ve çeşitli çağlarda, hayvan derileri, davarlar, bakır, tahıl, tuz vb. para olarak kullanılmışlardır. Değişimin gelişmesiyle paranın rolünü oynadılar. Zamanla ve meta ekonomisinin gelişmesi sonucu, bu para rolü altına geçti. 19'uncu yüzyılda, altın para, ülkelerin salt çoğunluğunda kullanılıyordu.
      İlerlemiş bir meta ekonomisinde, para birçok görevler [sayfa 57] yapar: metaların değer ölçüsü, dolaşım aracı, birikim ya da servet biriktirme, ödeme aracı ve hatta evrensel para. Şimdi, bunlardan herbirinin görevlerini inceleyelim.
      Değer ölçüsü
, paranın başlıca görevidir, bu görev esas olarak, bütün metaların değerini ölçmekten ibarettir. Bu görevi yerine getirebilmesi için, paranın kendisi, bir değere sahip olmalıdır. Nasıl ki, bir cismin ağırlığı, ancak bir başka ağırlıkla ölçülebiliyorsa, bir metaın değeri de, ancak bir değer taşıyan başka bir meta ile ölçülebilir.
      Bir metaın değeri, altın ile ölçülür. Metada belirli bir fiyat saptanırken, meta sahibi, metaın değerini, düşüncede, ya da Marx'ın dediği gibi, ideal olarak altınla belirler. Metaı, belli bir miktarda altınla kıyaslamak, ancak yaşayan gerçeklikte mümkündür, çünkü altın değeri ile, ele alınan bir metaın değeri arasında, daima belirli bir ilişki vardır. Bu ilişkinin temelinde, metaın üretiminde olsun, altının üretiminde olsun, toplumsal bakımdan gerekli-emek bulunur.
      Metaın, para olarak belirlenen değerine, o metaın fiyatı denir. Fiyat, meta değerinin para olarak ifadesidir.
      Metaların kendi değerleri, belirli bir miktarda altın ve gümüşle belirlenir. Bu paranın miktarı ölçülebilmelidir. Gümüş madeninin belli bir ağırlığı, paraya özgü ölçü birimidir. Örneğin Birleşik Amerika'da para birimi dolardır. İngiltere'de sterlin, Fransa'da franktır. Ölçüde kolaylık olması için para birimi parçalara bölünmüştür: dolar, 100 sent; frank, 100 santim; sterlin, 20 şilin; şilin, 12 peni; (lira, 100 kuruş).
      Para birimi ve onun bölümleri, fiyatların ölçüsü olarak kullanılır.
      Paranın ikinci görevi de; dolaşım aracı olarak kullanılmasıdır.
      Para ortaya çıkmadan önce, basit değiş-tokuş (trampa) uygulanırdı, yani bir nesne, başka bir nesne ile doğrudan değişilirdi. Paranın kullanıldığı andan başlayarak, bir metaın başka bir meta ile değişilmesi, gümüş aracılığıyla yapıldı. Önce bir meta, para karşılığı satılır sonra da para ile başka [sayfa 58] bir meta satın alınır. Meta değişiminin para aracılığıyla yapılmasına meta dolaşımı adı verilir (meta-para-meta). Ama meta, alıcıya geçince, dolaşımın durduğunu, oysa paranın dolaşım alanında sürekli olarak kaldığını, yani onun elden ele geçtiğini belirtelim. Metaların dolaşımında, paranın, aracı olarak kullanılması böyledir, o bir dolaşım aracıdır. Bu görevi yerine getirebilmesi için paranın kullanılabilir olması gerekir.
      Başlangıçta, metaların değişiminde, para, altın ve gümüş, külçeler şeklinde aracılık ediyordu. Ama bu bir yığın engelleri de beraberinde getiriyordu. Onları her defasında tartmak, parçalamak, ayarını saptamak gerekiyordu. Bunun içindir ki altın ve gümüş külçelerinin yerini, yavaş yavaş basma tekeli devlette bulunan paralar aldı. Para, belirli miktarda maden içeren, biçimlendirilmiş bir külçedir.
      Paralar, dolaşım sırasında kullanıla kullanıla kendi değerlerinden kaybederler. Bununla birlikte, görülegeldiği gibi, kullanıla kullanıla aşınan paralar da tam değerine eşit işler görürler. Bu durum, dolaşım aracı olarak paranın alıcı ya da satıcı elinde uzun zaman kalmamasıyla açıklanır. Meta üreticisi, eline geçen paranın değerini kaybedip etmediği konusu üzerinde durmaz. Kendisinin gereksinme duyduğu metaları satın almak üzere hemen kullanır. O halde, dolaşım aracı olma görevi, değeri az olan madeni paralarla ve hatta kağıt paralarla da yerine getirilebilir.
      Meta ekonosininin gelişmesiyle, para, biriktirme aracı ya da servet biriktirme aracı olma görevini de yerine getirir. Para, zenginliğin evrensel simgesidir. Ona sahip olmak, herhangi bir metaya sahip olmak olanağını verir. Üreticiler, daha sonra gereksinme duyacakları metaı satın almak için parayı tasarruf edip biriktirirler. Bu görev ancak tam değerinde bir para ile, para ya da altın ve gümüş nesnelerle yapılır.
      Para, ödeme aracı olarak görev yapar. Metalar, her zaman peşin satılmaz. Alım ve satım, farklı bir ödeme ile kredili de olabilir. Kredili alındığında, alıcı peşin ödemeden [sayfa 59] metaın sahibi olur. Bu takdirde ödeme, belirli bir tarihte yapılmak üzere saptanmıştır ve ödeme zamanı gelince para alıcıdan satıcıya geçer. Para, ödeme aracı olma görevini burada yerine getirmiştir. Örneğin, ilkyazda demirci, köylüye gereksinme duyduğu bir saban yapmıştır. Ama köylünün parası yoktur. Ve ancak güzün, ürününü kaldırıp sattığı zaman parası olacaktır. Bu koşullarda köylü, sabanı ancak kredili alabilir, yani borç güzün ödenecektir. Para, vergileri, toprak rantını, vb. ödemek için de, ödeme aracı görevi yapar.
      Dolaşım aracı ve ödeme aracı olarak, paranın görevi metaların dolaşımında kaçınılmaz olan para kitlesini (miktarını) belirleyen yasayı açıklığa kavuşturmaya da olanak sağlar.
      Bu para miktarı, 1 dolaşımda bulunan meta fiyatlarının toplamına, 2 paranın devir hızına bağlıdır. Para dolaşımı hızı arttıkça, devri sağlamak için gerekli para azalır, ya da tersi olur. Örneğin, yılda 100 milyar dolarlık meta satılırsa ve her dolar ortalama olarak 50 devir yaparsa bütün meta kitlesinin dolaşımını sağlamak için:
     
      para kitlesi=meta fiyatlarının toplamı/para devrinin hızı =100 milyar dolar/50=2 milyar dolar
     
      Kredi sayesinde, kredili satılan meta fiyatları tutarı ve dengelenmiş ödemeler tutarı kadar, para gereksinmesi azalır. Para dolaşımı yasası, metaların dolaşımı için zorunlu olan para kitlesinin, para devirlerinin ortalaması ile bölünmüş olan meta fiyatları toplamına eşit olması gerekliliğinden ibarettir. Metaların toplam fiyat tutarından krediyle satılan metaların fiyatı tutarı ile peşin satılanların tutarını düşmek ve buna vadesi gelen ödemelerin tutarını eklemek gerekir.
      Bu yasa, meta üretim ve dolaşımının yapıldığı bütün toplumsal kuruluşlarda geçerlidir.
      Sikke, evrensel para görevini de yerine getirir. Dünya pazarında sikke, Marx'a göre, ulusal üniformasından soyunur ve para görünüşünde değil, ama ilk görünüşü ile, yani altın [sayfa 60] ya da gümüş külçeler olarak ortaya çıkar. Dünya pazarında, ülkelerarası değişimlerde, altın, bir satınalma, evrensel bir ödeme aracı, toplumsal zenginliğin evrensel simgesidir.
      İşte paranın görevleri bunlardır. Bu görevler, kendi aralarında, birbiriyle organik olarak bağlanmışlardır ve değişik biçimler altında, genel eşdeğer olarak sikkenin niteliğini gösterirler.
      Sömürü üzerine kurulmuş toplumsal yapılarda (kölecilikte, feodalitede, kapitalizmde) sikke, sınıfsal bir niteliğe bürünür, o bir sömürü aracıdır.
     

Altın ve Kağıt Para
Enflasyon

     

      Kağıt para, devlet tarafından çıkarılmış bir para şeklidir, dolaşım ye ödeme aracı görevlerinde, altının yerini tutar ve onu temsil eder. Kağıt paranın aslında uygun bir değeri yoktur ve bunun sonucu olarak, metaların değerini ölçme görevini yapamaz.
      Kağıt para, ilk kez Çin'de ortaya çıktı. Amerika'da 17'inci yüzyıl sonunda, Fransa'da 18'inci yüzyıl başlarında, Rusya'da, ise 1769'da çıkarıldı.
      Çıkarılan kağıt para, miktarı ne olursa olsun, ancak değişimi sağlamak için, gerekli altın miktarının değerini temsil eder. Eğer, çıkarılan kağıt para miktarı, dolaşım için gerekli olan altın miktarına tekabül ediyorsa, kağıt paranın satın alma gücü ile altın paranın satın alma gücü arasında uygunluk vardır. Genel olarak, burjuva devlette, gelirler giderlerden düşük olduğundan, ek kağıt para çıkarma yollarına (emisyona) başvurulur. Bu durum, özellikle savaş, bunalım ve diğer kargaşa dönemlerinin ayırıcı özelliğidir. Kağıt para bu yüzden sarsıntı geçirir.
      Örneğin, metaların dolaşımı için, her altının karşılığı bir dolar olmak üzere, 5 milyarlık altın para gerekli olsun. Devlet, 5 milyar kağıt dolar çıkardı. Bu, her bir doların bir altın parayı temsil ettiğini gösterir. Ticari değişim hacminin aynı [sayfa 61] kaldığını kabul edelim, ama devlet, 5 milyarlık kağıt dolar daha çıkarmış olsun. Şimdi, 1 altın para, 2 kağıt doları temsil eder, ve bu 2 dolarla, önceden ancak 1 dolarla alınabilen meta satın alınabilir. Kağıt para, sarsıntı geçirmiş, satınalma gücü düşmüştür.
      Bu sürecin adına, enflasyon denir. Enflasyon, kendisiyle birlikte meta fiyatlarının yükselmesini birlikte getirir. Bununla birlikte, enflasyon dönemlerinde, kapitalist ülkeler emekçilerinin ücret ve gelirleri de bir artış gösterir; bu artış, asla eşya fiyatlarının artışı oranında olmaz. İşte bunun içindir ki, emekçi yığınlar daha fazla yoksullaşır.
      Belli bir aşamada, enflasyon, ülke ekonomisini ağır bir çöküntüye sürükler. Normal para dolaşımını yeniden yoluna koyabilmek için çeşitli yöntemler vardır. Parasal reform yöntemlerinden biri, sarsıntı geçiren parayı, daha az miktarda yeni bir para ile değiştirmekten ibarettir (devalüasyon).
      Parasal reformların uygulanma biçimleri ve içeriği, egemen sınıfın çıkarına uygun olarak, burjuva devlet tarafından saptanır. Burjuvazi tarafından yapılan parasal reformlar, halk yığınlarının yaşam düzeyini daha da düşmesi sonucunu verir.
     

Kredi-Para

     

      Paranın ödeme aracı olarak görevi, kredi-paranın kaynağıdır. Emre yazılı senet (bono), bu paranın en basit biçimidir. Bono, belirli bir para miktarının belirtilen tarihte ödenmesini taahhüt eden, geçerli bir biçime göre yazılmış yükümlülüktür. Meta alım-satımı sırasında elden ele geçen bono, para yerine geçer.
      Önceleri, basit bir poliçe, yani meta alıcısı tarafından imza edilmiş bir senet, kredi-para yerine geçiyordu. Ama bu senet, sınırlı bir çevrede geçerliydi, çünkü bu, ancak, imza sahibini tanıyanlar tarafından kabul ediliyordu. Daha sonra bu senetler birçok bankalar tarafından kabul edilir ve kırılır oldu. Başlangıçta banka, buna karşılık banknot adı verilen [sayfa 62] kendisine ait borç senetleri çıkarıyordu. Banknotlar bir banka adına çıkartılan senetlerdi. Onların yararı, bu senetler karşılığında, onu taşıyan kimsenin istediği anda bankadan para çekebilmesidir.
      Banknotlar, altın ya da başka bir madeni para karşılığında değişilebilirdi. Tıpkı altın paralar gibi işlem görürler ve değerlerini kaybetmezlerdi. Kapitalizmin gelişmesiyle, dolaşımda bulunan altın miktarında nispi bir azalma oldu. Altın, para basmaya yetkili merkez bankaları tarafından, yedekler biçiminde toplandı. Banknotlar, sonra da kağıt paralar, dolaşımda altının yerini aldılar. Başlangıçta banknotlar, genel kural olarak, altın karşılığı değişilebilirdi, sonra bundan vazgeçildi. Bu durum banknotlarla kağıt parayı hatırı sayılır ölçüde birbirine yaklaştırdı.