KÜTÜPHANE |
EKONOMI-POLITIK
3. FEODAL ÜRETİM TARZI
Feodal düzen, şu ya da bu özelliği ile, hemen hemen bütün ülkelerde yaşandı. Bu dönem, uzun sürmüştür. Çin'de 2.000 yıldan fazla. Batı Avrupa'da, Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından (5. yüzyıl), İngiltere'de, 17. yüzyıla, Fransa'da 18. yüzyıla kadar uzanir. Rusya'da ise bu düzen 9. yüzyıldan 1861 servaj (kölelik) düzeninin. kaldırılmasına kadar sürdü.
Senyörün (derebeyin), toprak üzerindeki mülkiyet hakkı ile serf üzerindeki sınırlı mülkiyet hakkı, feodal toplumun
üretim ilişkilerinin temelini teşkil eder. Serf, bir köle değildi. Topraktan yararlanma hakkına sahipti. Feodallerin mülkiyeti dışında, köylülerin ve zanaatçıların da üretim aletleri ve kendi özel işletmeleri üzerinde özel mülkiyet hakları vardı. Küçük köylü işletmesi ve bağımsız küçük zanaatçıların üretimi, kişisel emeğe dayanıyordu. Üretim, özellikle
doğal [sayfa 37] bir nitelik taşırdı; yani ürün, değişim için ayrılmaz, esas olarak, doğrudan tüketimde kullanılırdı.
Taşra soyluları ve feodaller tarafından köylülerin sömürüsü, büyük feodal toprak mülkiyeti üzerine kurulmuştu. Feodalin topraklarından ancak bir kesimi kendi malikanesini teşkil eder, geri kalan diğer kesimi ise, kulluk koşulları altında, köylülere anlaşmalı olarak bırakılırdı. Feodal, [toprağı] köylüye "parseller" ve böylece kendisine el emeği sağlardı. İster kendi araçlarıyla senyörün toprağını (angarya olarak) ekip biçmek için olsun, ister ürünün bir kesimini senyöre vermek suretiyle olsun, isterse her iki biçimde birden olsun, miras yolu ile bir hisse topraktan yararlanan köylü, bulunduğu yerde kalmak zorundaydı. Köylüyü bağımlı duruma zorunlu olarak sürükleyen, açık sömürü şekli, işte buradaydı. Feodal, köylüyü öldüremezdi ama, onu satabilirdi.
Serfin emek süresi iki kesimden ibaretti: gerekli-emek süresi ve ek-emek süresi. Gerekli süre içinde, köylü, kendisinin ve ailesinin yaşamasını sağlamak için gerekli olanı üretirdi. Ek-emek süresinde ise, köylünün yarattığı artı-ürüne, senyör (angarya, aynî, nakit olarak) toprak rantı biçiminde sahip çıkardı. Köylülerin bu sömürülme biçimi, bütün halklarda, feodalizmin başlıca niteliğini oluşturur.
Başlıca sakinleri, zanaatçılarla tacirler olan kentler, senyörlerin toprağı üzerinde kurulmuş olduğundan, onların egemenliği altındaydı. Kentli, özgür olabilmek için mücadele etti, kentlerin özerkliği mücadelesinde çoğunlukla başarıya ulaştı.
Kentlerin gelişmesi ve ticaretin ilerlemesi, feodal köyü şiddetle etkiledi. Feodal ekonomi, kendi pazar sınırı içerisinde dolaşımını tamamlıyordu. Senyörlerin, lüks nesneler satın almak için paraya gereksinmeleri olurdu. Bunun içindir ki, köylülerden toprak rantını, aynî olarak değil, nakit olarak istemeye başladılar. Bu da, senyör ile köylüler arasındaki mücadelenin gittikçe sertleşmesine neden olan sömürüyü yoğunlaştırdı.
|