5- DEĞER YASASI, META ÜRETİMİNİN EKONOMİK YASASI
Üretimde Rekabet ve Anarşi
Özel mülkiyetin egemen olduğu bir rejimde, meta üretimi, anarşi içinde yapılır. Böyle bir rejimde, üreticilere üretilmesi gereken metaların cinsini ve miktarını gösterecek hiçbir organ yoktur ve böyle bir organ olamaz da. Üreticiler ve işletmeler, kendi üretimlerini, başka işletmelerle ve tüketicilerle uyumlu hale getiremezler. Anarşi işte buradadır, yani plansız, düzensiz bir üretim yapılmasındadır.
Daha iyi üretim ve pazarlama koşulları sağlama uğruna, daha fazla kar elde etme uğruna, özel üreticiler arasında yürütülen rekabet ve savaşım, üretimdeki anarşiyi şiddetlendirmektedir. Üretimde rekabet ve anarşi, özel mülkiyet üzerine kurulan meta üretiminin yasasıdır. Her üretici --köylü, zanaatçı, kapitalist (elbette kapitalistin kendisi meta üretmez, ama pazarda üretici olarak boygösterir)-- meta satışından, mümkün olan karı sağlamaya çalışır. Ama üretici, üreteceği metadan ne kadar talep edileceğini önceden doğru olarak kestiremez. Bildiği yalnızca, o metaya talebin geçen
[sayfa 63] sefer yüksek olduğudur, ve o metadan; olabildiğince çok üretmeye çalışır. Ama diğer üreticiler de aynı şekilde hareket ederler. Sonuç: herkesin, kendi mahvına, kendi felaketine çalışmasıdır. Çok kez, herhangi bir metaın, talebi büyük ölçüde aşan miktarda üretilmiş olduğu görülür.
Üretim araçlarının özel mülkiyetinin yürürlükte olduğu bir toplumda üretim nasıl düzenlenir? Değer yasası ile düzenlenir.
Değer Yasası
Değer yasası, meta üretiminin ekonomik yasasıdır; değer yasasıyla, metaların değişimi, onların üretimleri için toplumsal bakımdan gerekli-emek miktarına göre gerçekleşir. Başka bir deyişle, değer yasası, metaların birbirleriyle değişiminin, bir değere göre yapıldığı anlamına gelir. Bu demektir ki, değişimi yapılan metalar, eşit miktarda toplumsal bakımdan gerekli-emek içerirler. Bundan dolayıdır ki, bir metaın fiyatı (fiyatın, değerin para biçiminde ifadesi olduğunu anımsayalım) kendi değerine tekabül etmelidir. Bununla birlikte, gerçekte, arz ve talebin etkisi ile; şu ya da bu metaın fiyatı, değerinin altında veya üstünde olabilir. Bilindiği gibi, şu ya da bu meta, pazarda az bulunabilir; talebin arzdan fazla olması, meta fiyatını daha da yükseltir. Bunun tersi de olur. Bu olayda, değer yasasının bir rolü olmadığı kabul edilebilir mi? Hayır. Nasıl olursa olsun, bir yasanın etkisi ancak, çok sayıda olguların incelenmesiyle anlaşılabilir. Herhangi bir metaın uzun bir dönem içindeki fiyatları tahlil edilirse, artma ve düşmelerin birbirlerini dengeledikleri ve
ortalama fiyatların değer ile uyuştukları görülür.
Üretim araçlarının özel mülkiyeti üzerine kurulmuş olan meta toplumundaki düzensizliğe, üretim anarşisine karşın, çeşitli ekonomik dallar arasında, zaman zaman bir denge, ve belli bir orantı kurulabilir. Meta ekonomisi, bunu,
üretimin düzenleyicisi olarak araya giren ve pazardaki rekabet yoluyla etkide bulunan değer yasasına borçludur. Engels göstermiştir
[sayfa 64] ki," ... metalarını birbirleriyle değişen bir üreticiler toplumunda rekabet, meta üretiminin değer yasasını harekete getirmekle, o koşullar içinde mümkün olan biricik toplumsal üretim örgütünü ve düzenini sağlar. Bireysel meta üreticilerinin, toplumun nelere, ne miktarlarda gereksinme duyup duymadığını görebilmelerini sağlayan tek şey, ürünlerin değerlerinin altında ya da üstünde fiyat bulmalarıdır." (Engels, "Birinci Almanca Baskıya Önsöz", K. Marks, Felsefenin Sefaleti, Ankara 1992, s. 18)
Üretim araçlarının özel mülkiyet şekli üzerine kurulmuş olan meta üretiminde, değer yasasının etkisi şu şekilde kendini gösterir:
1- Değer yasası, üretim araçları ve farklı üretim dalları arasında emek-gücü dağılımını kendiliğinden düzenler.
Toplumsal işbölümü, üretim dalları arasında çok açık bir oranlılık ister. Bu oranlılığın eksikliği halinde, üretim, normal olarak, varlığını sürdüremez. Fiyatların değişikliği ve, sonuç olarak, üretimin daha çok ya da daha az yararlılığı, üretim araçları ile emeğin şu ya da bu üretim dalına akmasına, şu ya da bu üretim dalından çekilmesine neden olur.
Bu konuda M. İlin'in Büyük Bir Planın Tarihi adlı yapıtından çarpıcı ve nükteli bir özet aktarıyoruz: Yazar, değer yasasının meta üretimini, özellikle kapitalist üretimi nasıl düzenlediğini benzetmelerle dolu bir üslupla gösterebilmektedir.
"Mister Fox bir milyon dolara sahip bulunmaktadır. Para pasif kalmamalıdır. Mister Fox gazetelere başvurur, dostlarına danışır, sabahtan akşama kentten kente koşan, her tarafı gözaltında bulunduran ve her taraftan sorup soruşturan ajanlar tutar. Mister Fox parasını nereye yatırmalı?
"Ensonu, işte sana iş! Şapkalar! İşte yapılması gereken şey! Şapka satışı iyi gidiyor, bu yüzden insanlar zengin oluyor.
"Artık düşünmeye gerek yok. Mister Fox bir şapka fabrikası kurdurur.
"Aynı fikir, aynı zamanda, Mister Fox'un da aklına
[sayfa 65] gelmiştir, Mister Krox'un da, ve hatta Mister Nox'un da. Ve hepsi aynı anda şapka fabrikaları kurarlar.
"Altı ay sonra, ülkede birçok yeni şapkacı dükkanı görülmektedir. Mağazalar kartonlarla doldurulur. Depolar kartonlardan taşacak hale gelmiştir. Her yerde tabelalar, reklamlar, afişler; şapkalar, şapkalar, şapkalar. Ve fabrikalar tam randımanla çalışmalarını sürdürmektedirler.
"Ve işte ortaya çıkan bu durumu ne M. Fox, ne M. Nox, ne M. Krox önceden görebilmişlerdi. Halk şapka satın almaz oldu. M. Nox fiyatları 20 sent, M. Krox 40 sent düşürdü. M. Fox, tek bu yükten kurtulma uğruna şapkalarını zararına satıyor.
"İşler daha da kötüleşti...
"... Ve birdenbire, stop! M. Fox fabrikasının faaliyetine son verdi. İki bin işçiye yol verildi, beğendikleri yere gidebilirler. Ertesi gün M. Nox'un fabrikası durur. Sekiz gün daha geçer, bütün şapkacılar stop etmişlerdir. Binlerce işçi boşta kalmıştır. Yeni makineler paslanmaya başlıyor. İşletme binaları enkazcılara satılmıştır.
"Aradan bir yıl, iki yıl geçti. Nox'tan, Fox ve Krox'tan satın alınan şapkalar eskidiler. Halk yeniden şapka satın almaya koşuldu. Mağazalar boşaldı. Tozlu kartonlar yüksek raflardan çıkarıldı. Şapka yok. Fiyatlar yükseliyor.
"Mister Fox artık yoktur, ama bu kez de bu tatlı işe Mister Boudl adında bir zat girişir: bir şapka yapımcılığı. Ama aynı fikir, başka zeki ve becerikli insanların aklına da gelir: M. Boudl, M.Foudl, ve M. Noudl. Ve tarih yinelenir." (M. İlkin,
Büyük Bir Planın Tarihi, Moskova-Leningrad 1936, s. 7-9.)
2- Değer yasası, özel üreticileri, üretici güçleri geliştirmeye isteklendirir. Bilindiği gibi, meta değerinin büyüklüğü, toplumsal bakımdan gerekli-emek tarafından belirlenir. Avadanlıkları daha yetkin ve emeği daha iyi örgütleyen üreticiler, metalarını, toplumsal bakımdan gerekli harcamalara oranla, daha az harcama ile üretirler. Metaların satışı, toplumsal bakımdan gerekli-emeğe tekabül eden fiyatlarla yapılır. Bunun sonucu olarak, bu üreticiler fazladan para alırlar
[sayfa 66] ve zenginleşirler. Bu da başka üreticileri, kendi işletmelerini teknik yönden yetkinleştirmeye zorlar. Böylece modern teknik izlenir ve toplumun üretici güçleri de gelişmiş olur.
3- Belirli koşullarda, değer yasasının etkisi, kapitalist ilişkilerin ortaya çıkışına ve gelişmesine neden olur. Değerin çevresinde, pazar fiyatlarının kendiliğinden dalgalanması, ekonomik eşitsizliği ve üreticiler arasında savaşımı şiddetlendirir. Rekabet, kimi üreticiyi yıkıma ve kimi üreticiyi ortadan silinip kaybolmaya ve diğer bazılarını da zenginliğe götürür. Değer yasasının etkisinin sonu, üreticileri, burjuvazi ve proletarya olarak farklılaşmaya; sürekli olarak artan toplumsal üretimin bir bölümünün bazı kapitalistlerin ellerinde toplanmasına, diğer bazılarının da yıkımına varır.