IX. RUS VE POLONYALI SOSYAL-DEMOKRATLARIN VE II. ENTERNASYONALİN ULUSLARIN KADERLERİNİ TAYİN HAKKI İLKESİNDEKİ TUTUMU
Rusya'nın devrimci sosyal-demokratları ile Polonya sosyal-demokratları arasında ulusların kaderlerini tayin hakkı konusundaki görüş ayrılığı, daha 1903'te, Rus Sosyal-Demokrat İşçi Partisinin programını kabul eden ve Polanyalı sosyal-demokrat delegasyonun itirazlarına karşın, ulusların kaderlerini tayin eden 9. maddeyi programa alan kongrede açığa vurulmuştur. O zamandan beri Polonya sosyal-demokratları, hiç bir zaman partileri adına 9. maddeyi parti programımızdan (sayfa 152) çıkarma ve bunun yerine bir başka formül koyma yolundaki önerilerini yinelemediler.
Rusya'da, ezilen ulusların, nüfusun yüzde-elliyedisinden ya da yüz milyondan az olmadığı bu ülkede, bu ulusların çoğunlukla sınır bölgelerinde yaşadıkları ve bunların bir kısmının Büyük-Ruslardan daha yüksek bir kültüre sahip bulunduğu, siyasal sistemin özellikle barbarca ve ortaçağa yaraşır bir sistem olduğu, burjuva demokratik devrimin tamamlanmadığı bir ülkede, Rusya'da, çarlık tarafından ezilen ulusların serbestçe Rusya'dan ayrılma hakkının tanınması, sosyal-demokratlar için demokratik ve sosyalist davalarını ilerletmede kesenkes zorunlu bir şeydir. 1912 Ocağında yeniden örgütlenen partimiz, 1913'te ulusların kaderlerini tayin hakkını doğrulayan ve bunu tastamam yukardaki somut anlamda açıklayan bir karar aldı.[79] 1914-1916'da kudurgan Büyük-Rus şovenizminin hem burjuvazi hem de oportünist sosyalistler arasında (Rubanoviç, Plehanov, Naşe Dyelo vb.) alıp yürümesi, bizi, bu istemde direnmekte ve bunu reddedenleri Büyük-Rus şovenizminin ve çarlığın fiilen destekleyicileri saymakta haklı kıldı. Partimiz, ulusların kaderlerini tayin hakkına karşı bu tür tutum ve davranışların sorumluluğunu reddettiğini en kesin bir biçimde ilim eder.
Polonya sosyal-demokratlarının ulusal sorundaki tutumlarının en son formülasyonu (Polonya sosyal-demokratlarının Zimmerwald Konferansındaki beyanı) şu fikirleri içerir:
Bu bildiri, "Polonya halkını kendi kaderlerini tayin
etme olanağından yoksun bırakarak", "Polonya'nın bölgelerini" önümüzdeki ödün verme oyununda yatırılacak rehin sayan Alman hükümetini ve öteki hükümetleri mahkum ediyor. "Polonya sosyal-demokratları, koca bir
ülkenin bölünüp parsellenmesini en kesin şekilde protesto ederler." ...
"Ezilen halkları kurtarma" işini Hohenzollern'lere bırakan sosyalistleri en sert şekilde eleştirirler. Onlar; ancak uluslar arası devrimci proletaryanın yaklaşmakta olan savaşımına katılmanın, (sayfa 153) sosyalizm uğruna savaşın,
"ulusal baskı zincirini kıracağına, her türlü yabancı egemenliği yıkacağına,
Polanya halkı için uluslar topluluğunun eşit üyesi olarak tüm alanlarda serbestçe gelişme olanağı sağlayacağına" inançlarını ifade ederler. Bildiri, savaşın
"Polonyalılar için", "iki kez kardeş savaşı" olduğunu kabul ediyor. (Uluslararası Sosyalist Komitesinin Bülteni, n° 2, 27 Eylül 1915, Rusça çevirisi
Enternasyonal ve Savaş sempozyumunda, s. 97.)
Her ne kadar kullanılan siyasal ifade biçimi, II. Enternasyonalin program ve kararlarının çoğunda kullanılandan bile daha muğlak ve daha belirsiz ise de, yukardaki sözler, özde, ulusların kaderlerini tayin hakkından pek farklı değildir. Bu fikirleri tam ve açık formüller içinde ifade etmek ve bunların kapitalist düzene ya da yalnızca sosyalist düzene uygulanabilip uygulanamayacağını belirleme yolunda herhangi bir çaba, Polonyalı sosyal-demokratların ulusların kaderlerini tayin etme ilkesini reddetmekle yaptıkları yanlışı daha da açık bir biçimde gözönüne serer.
Ulusların kaderlerini tayin etme ilkesini kabul etmiş olan 1896 Londra Sosyalist Enternasyonal Kongresi kararı, yukardaki tezler temel alınarak tamamlanmalı ve şu noktalar açıklığa kavuşturulmalıdır: (1) bu isternin emperyalizm altında özel bir ivedilik kazanmış olması; (2) sözkonusu istem dahil, siyasal demokrasinin tüm istemlerinin, siyasal geleneksel niteliği ve sınıf içeriği; (3) ezen ulusların sosyal-demokratlarının görevlerini, ezilen ulusların sosyal-demokratlarınınkilerden ayırdetme gereği; (4) ulusların kaderlerini tayin etme hakkının oportünistler ve kautskiciler tarafından tutarsız ve yalnızca sözde kalacak bir biçimde kabul edilişi, bunun da siyasal anlam bakımından ikiyüzlü bir tutum olduğu; (5) şovenlerle "kendi" ulusları tarafından ezilen sömürgelerin ve ulusların ayrılma özgürlüğünü tanımayan sosyal-demokratların, özellikle büyük devletlerin (Büyük-Rus, AngloAmerikan, Alman, Fransız, İtalyan, Japon) sosyal-demokratlarının, (sayfa 154) gerçekte aynı niteliği taşıdıkları; (6) sözkonusu olan isternin ve siyasal demokrasinin tüm temel istemlerinin, burjuva hükümetleri devirmek ve sosyalizmi gerçekleştirmek uğruna devrimci yığın savaşına doğrudan doğruya bağlı kılma gereği.
Bazı küçük ulusların görüşünün, özellikle, milliyetçi sloganlarla halkı aldatan Polonya burjuvazisine karşı savaşımlarında ulusların kaderlerini tayin ilkesini reddetme yanılgısına sürüklenmiş olan Polonya sosyal-demokratlarımn görüşünün Enternasyonal tarafından benimsenmesi, teorik bir yanılgı, marksizmin yerine prudonculuğun konması olur ve bu, pratikte ister istemez büyük devletlerin uluslarının en tehlikeli şovenizminin ve oportünizminin desteklenmesidir.
RSDİP Merkez Organı
Sosyal-Demokrat'ın
Yazıkurulu
Not:
Henüz yayınlanmış olan 3 Mart 1916 tarihli Die Neu, Zeit'ta, Kautsky, Habsburgların Avusturya'sındaki ezilen uluslar için ayrılma özgürlüğünü tanımayarak, ama
Rusya Polonyası için bunu kabul ederek, Alman şovenizminin en bayağı temsilcilerinden olan, Austerlitz'e hıristiyanca uzlaşma elini uzatıyor. Hindenburg'a ve Wilhelm II'ye uşakça bir hizmet! Kautskiciliğin bundan iyi bir sergilenmesi olamazdı!
Ocak-Şubat 1916'da yazıldı
Vorbote, n° 2
Nisan 1916 (sayfa 155)